Cross-Chain Nedir?

Son yıllarda kripto para dünyasında hızla gelişen bir terim olan “cross-chain” (çapraz zincir), blockchain teknolojisinin bir sonucudur

Cross-Chain

Son yıllarda kripto para dünyasında hızla gelişen bir terim olan “cross-chain” (çapraz zincir), blockchain teknolojisinin bir sonucudur. Kripto para birimlerinin popülaritesi arttıkça, farklı blockchain ağları arasında varlık transferinin kolay ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi önem kazanmıştır. İşte cross-chain’in ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve neden önemli olduğunu anlatan bir rehber.

Cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık ve veri transferinin gerçekleştirilmesini sağlayan bir teknolojidir. Geleneksel olarak, kripto para birimleri tek bir blockchain üzerinde çalışırken, cross-chain teknolojisi sayesinde bu varlıklar farklı blockchain ağları arasında taşınabilir hale gelir. Bu, farklı blockchain protokollerine sahip olan varlıkların iletişim kurmasını ve etkileşimde bulunmasını mümkün kılar.

Cross-chain teknolojisinin temel amacı, farklı blockchain ağları arasında interoperabiliteyi sağlamaktır. Her blockchain ağı kendi protokollerine ve konsensüs mekanizmalarına sahip olduğundan, bu ağlar arasında doğrudan etkileşim genellikle mümkün değildir. Ancak, cross-chain teknolojisi, bu ağlar arasında güvenli ve verimli bir şekilde varlık transferini mümkün kılar.

Bir cross-chain işlemi gerçekleştirmek için, öncelikle varlığın kaynak zincirden hedef zincire aktarılması gerekir. Bu işlem, kaynak zincirdeki varlığın kilidinin açılması ve hedef zincire aktarılmasıyla gerçekleştirilir. Cross-chain işlemler, özel anahtarlar, çoklu imzalar veya akıllı sözleşmeler gibi güvenlik önlemleriyle desteklenir ve doğrulama süreçleriyle güvence altına alınır.

Cross-chain teknolojisinin önemi, farklı blockchain ağları arasında sınırları kaldırarak daha geniş bir ekosistem oluşturmasında yatmaktadır. Varlık transferi, likidite paylaşımı, veri paylaşımı ve diğer pek çok kullanım durumu cross-chain sayesinde mümkün hale gelir. Örneğin, bir DeFi protokolünde yer alan bir kullanıcının farklı blockchain ağlarındaki varlıklarını kullanabilmesi veya bir dApp’in birden fazla blockchain ağıyla entegre çalışabilmesi cross-chain teknolojisinin avantajlarıdır.

Sonuç olarak, cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık ve veri transferini mümkün kılan bir teknolojidir.

Cross-Chain Nasıl Çalışır?

Cross-chain teknolojisi, farklı blockchain ağları arasında varlık transferinin gerçekleştirilmesini sağlayan bir yöntemdir. Peki, bu teknoloji nasıl çalışır? Bir örnek üzerinden cross-chain’in çalışma prensibini inceleyelim.

Diyelim ki Alice adında bir kullanıcı, Ethereum blockchain ağında bulunan ETH token’larını Binance Smart Chain (BSC) blockchain ağındaki BNB token’larıyla takas etmek istiyor. Bu durumda cross-chain teknolojisi devreye girer ve varlıkların farklı blockchain ağları arasında aktarılmasını mümkün kılar.

İlk adımda, Alice Ethereum ağındaki ETH token’larını BSC’ye aktarmak için bir cross-chain köprüsü kullanır. Bu cross-chain köprüsü, Ethereum ve Binance Smart Chain arasında varlık transferini sağlayan bir ara yüz görevi görür. Alice, cross-chain köprüsüne ETH token’larını aktarmak için belirli bir miktar gaz ücreti öder.

İkinci adımda, cross-chain köprüsü ETH token’larını kilitleyerek Alice’in hesabından çıkarır. Daha sonra, bu token’lar üzerinde bir blok oluşturur ve bu bloğu BSC’ye geçirir. BSC ağı, bu bloğu işler ve varlıkların transferini gerçekleştirir.

Üçüncü adımda, Binance Smart Chain’deki cross-chain köprüsü, BSC’de işlenen bloğu doğrular ve Alice’in BNB token’larını oluşturur. Bu token’lar, BSC üzerinde Alice’in hesabına gönderilir.

Son adımda, Alice, BSC’deki BNB token’larını kullanarak istediği işlemi gerçekleştirebilir. Örneğin, bu token’ları bir DeFi platformunda yatırım yapmak veya diğer kullanıcılarla takas etmek için kullanabilir.

Bu örnekte görüldüğü gibi, cross-chain teknolojisi, kaynak zincirdeki varlıkların kilidinin açılıp hedef zincire aktarılmasıyla çalışır. Cross-chain köprüsü, bu işlemi güvenli bir şekilde gerçekleştirmek için kullanıcıların güvenini sağlamak amacıyla çeşitli güvenlik önlemleri kullanır.

Cross-chain teknolojisi, farklı blockchain ağları arasında interoperabiliteyi sağladığından, kullanıcıların varlıklarını ve verilerini daha geniş bir ekosistemde hareket ettirmesini sağlar. Bu, kullanıcıların daha fazla likiditeye erişmesini, farklı blockchain ağlarında daha fazla kullanım durumunu deneyimlemesini ve yeni fırsatlardan yararlanmasını mümkün kılar.

Cross-Chain ve Multi-Chain Farkları

Cross-Chain

Cross-chain ve multi-chain kavramları, blockchain teknolojisiyle ilgili farklı yaklaşımları ifade eder. İşte cross-chain ve multi-chain arasındaki temel farkları açıklayan bir açıklama:

Cross-Chain: Cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık transferi ve etkileşimi sağlayan bir teknolojidir. Temel amacı, farklı blockchain ağlarının interoperabilitesini sağlamaktır. Cross-chain teknolojisi, farklı blockchain protokollerine sahip olan varlıkların birbirleriyle iletişim kurmasını ve etkileşimde bulunmasını mümkün kılar. Örneğin, Ethereum’daki bir varlığın Binance Smart Chain’e transfer edilmesi cross-chain işlemine bir örnektir.

Multi-Chain: Multi-chain, birden fazla blockchain ağının yan yana var olduğu bir yapıyı ifade eder. Bu yaklaşımda, her blockchain ağı kendi bağımsız protokolü ve konsensüs mekanizmasına sahiptir. Her bir blockchain ağı, kendine özgü özelliklere sahip olabilir ve belirli bir amaca hizmet edebilir. Örneğin, Ethereum, Binance Smart Chain, ve Polkadot gibi farklı blockchain ağları multi-chain yaklaşımını benimsemiştir.

Cross-chain ve multi-chain arasındaki fark şu şekildedir:

  • Amaç: Cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık transferi ve etkileşimi sağlamak için tasarlanmıştır. Multi-chain ise, birden fazla bağımsız blockchain ağının yan yana var olduğu bir yapıyı ifade eder.
  • İletişim ve Etkileşim: Cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık transferini ve iletişimi sağlar. Bu sayede farklı blockchain ağlarında yer alan varlıklar birbirleriyle etkileşime geçebilir. Multi-chain ise, her bir blockchain ağının kendi içinde çalışır ve diğer ağlarla doğrudan etkileşime geçmez.
  • Yapı: Cross-chain, genellikle mevcut blockchain ağları üzerine inşa edilen köprüler veya protokoller kullanır. Bu köprüler, farklı ağlar arasında güvenli ve verimli varlık transferini sağlar. Multi-chain ise, birden fazla bağımsız blockchain ağından oluşur, her bir ağ kendi altyapısına sahiptir ve genellikle kendi token’larını kullanır.
  • Entegrasyon: Cross-chain, farklı blockchain ağları arasında entegrasyonu mümkün kılar. Bu sayede varlıklar ve veriler farklı ağlar arasında serbestçe taşınabilir. Multi-chain ise, her bir blockchain ağı kendi içinde bağımsız çalışır ve entegrasyon ihtiyacı daha azdır.

Sonuç olarak, cross-chain, farklı blockchain ağları arasında varlık transferi ve etkileşimi sağlayan bir teknolojiyken, multi-chain birden fazla bağımsız blockchain ağının yan yana olduğu bir yapıyı ifade eder. Her bir yaklaşımın farklı amaçları ve kullanım senaryoları vardır ve blockchain ekosisteminin çeşitliliğini arttırmak için önemli roller oynar.

Cross-Chain

Sonuç

Ekosistemde, cross-chain köprülerinin güvenilirliği konusunda önemli tartışmalar da yapılıyor.

Ethereum Kurucu Ortağı Vitalik Buterin, Ocak 2022 tarihinde bir Reddit AMA etkinliğinde konu ile ilgili düşüncelerini yazmıştı. Buterin’e göre blok zincirlerinin birlikte çalışması gelecekte cross-chain’ler yerine multi-chain teknolojisi ile olacak.

Buterin’e göre cross-chain köprüleri; dijital varlıkların blok zincirleri arasında geçiş yapmasına olanak tanıdığı için güvenlik risklerini artırıyor ve bunun için de yeterince iyi değiller. Cross-chain köprülerinde yerel olmayan kripto paralara yapılacak bir yüzde 51 saldırısının, ilgili blok zincirini ve zincirin yerel tokenını da kötü etkileyeceğini düşünüyor:

Ethereum ağı üzerinde 100 ETH’miz olduğunu düşünelim ve Ethereum yüzde 51 saldırısına uğrasın. Böylece blok zinciri üzerindeki bazı işlemler engellenir veya geri alınırlar. Saldırı her nasıl olursa olsun, bizim saldırıdan sonra yine 100 ETH’miz olur çünkü yüzde 51 saldırısını düzenleyen saldırgan bile bizim 100 ETH’mizi yok edecek yeni bir blok yaratamaz. Çünkü böyle bir blok, protokol kurallarına aykırıdır ve ağ tarafından reddedilir. Saldırganların hash gücünün yüzde 99 bile olduğunu varsaysak; geriye kalan yüzde 1 protokol kurallarına uyduğu için yalnızca onun blokları node’lar tarafından tanınırlar. Özetle Ethereum ağında yaşanacak bir yüzde 51 saldırısı; bir süreliğine ağı engellese veya ağın geri alınmasına sebep olsa da, sonunda yine tutarlı bir tablo oluşacaktır.