Giriş
2020 Şubat ayında POWR tokenin fiyat hareketleri dolayısıyla gözler Power Ledger’a dönmüştü. Başlangıçta proje kendini blockchain tabanlı tepeden tepeye enerji ticareti platformu olarak tanıttı. Geliştiriciler kullanıcılara merkezsiz bir ortam sunarak fazla elektrik enerjilerini satmaları için platform oluşturmak için yola çıktı. Merkezi sistemlerin fazla enerji kullanımının önüne de geçeceklerini belirten Power Legger geliştiricilerinin hedefleri oldukça hırslı görünüyor.
Bu yazımızda Power Ledger’ın yukarıda belirttiğimiz hedefleri gerçekleştirmek adına nasıl bir yol izleyeceğini ve uzun vadede adaptasyon planlarından bahsedeceğiz.
Power Ledger Nedir?
Power Ledger ICO’su Avustralya’da gerçekleştirilen ilk ICO idi. Projenin asıl hedefi yenilenebilir enerjiyi merkezsiz bir pazara sunarak, merkezi enerji şirketlerinin elinden bu pazarı almak. Platform son kullanıcının yenilenebilir enerjiyi satın almasına olanak tanımak istiyor. Aynı zamanda kullanıcılar platform üzerinden kendi enerjilerini satabilecek. Tüketim, kullanım ve üretim gibi veriler de Ethereum blockchain’inde tutulacak.
Güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kullanımını göz önünde bulundurursak endüstrilerde ve günlük kullanımda bu geçişin herkes tarafından desteklendiğini söylemek yanlış olmaz. Bu enerji için de boşa gitmesindense bir market yaratmak oldukça mantıklı. Bu fikir, özünde oldukça iddialı çünkü dünyada kullanılan enerji miktarı inanılmaz seviyede yüksek. Power Ledger kömür, gaz, petrol ya da nükleer enerjinin yerini alabilir mi büyük merak konusu.
Power Ledger’ın Özellikleri
Platform yenilenebilir enerjinin sunulacağı bir market yaratıyor ve Power Ledger blockchain’i üzerinden bu enerjinin aktarılmasına olanak sağlıyor. Eğer başarılabilirse mevcut elektrik ağları üzerinden enerji aktarmak mümkün ancak bunun gerçekleştirilebilmesi için alıcı ve satıcının aynı şebekede olması gerekiyor. Platform sayesinde kullanıcılar kendi enerji üretimini ve dağıtımını sağlayabiliyor. Bu günümüz dünyasında yeni bir şey sayılabilir, kullanıcılar kendi enerjilerinin hem üreticisi hem de tüketicisi olabiliyorlar.
Alıcılar açısından bazı seçenekler sunuluyor. Alıcılar isterlerse sadece doğal enerji kaynaklarıyla üretilmiş enerji alabiliyorlar ve bütün işlemler blockchain üzerinden gerçekleştiriliyor. Blockchain sayesinde anlaşma maliyetleri oldukça düşük, bu yüzden tüketiciler için bu alana yatırım yapmak cazip hale geliyor.
Power Ledger Uygulamaları
Power Ledger platformu yenilebilir enerji transferinin bütün alanlarını kapsamak için tasarlandı. Platform içerisinde yer alan uygulamalardan bazılarına göz atalım.
xGrid
xGrid uygulaması kullanıcıların güneş panelleriyle ürettikleri enerjileri satmasına olanak tanıyan uygulamadır. Bu uygulama sayesinde aynı şebekedeki diğer kullanıcılara güneş enerjisi satılabiliyor.
Günümüzde birçok tüketici enerji üretimi ve tüketimini çevreye verdiği zararların farkında. Fakat birçok tüketici, çevreci dahi olsa, güneş panellerini satın alacak ya da güneş panellerini taktıracak konuma sahip değil. xGrid bu nedenle düşük maliyetli enerjinin kapılarını tüketicilere açmak istiyor. Ek olarak yapılan güneş enerjisi panelleri yatırımı, yatırımın yapıldığı yerde değerin kalmasını sağlıyor.
µGrid
µGrid ise xGrid’’in daha geniş ölçekte uygulanabilir hali olarak karşımıza çıkıyor. Örnek olarak alışveriş merkezleri, bir apartman gösterilebilir. Bu sayede bu tip binaların çatılarındaki alandan para kazanmalarının önü açılıyor. Tabi bir apartmanın çatısına güneş enerjisi panellerinin takılması için herkesin rızası gerekiyor. Ayrıca enerji kullanımı ve satış gelirinin paylaşılması diğer sorunlar arasında.
Büyük şirketler için bu yol ile enerji satın almak cazip olabilir çünkü bu yöntem ile rekabet artmış olacak ve tüketim bir kısmı farklı kaynaklardan gelecek.
VPP 2.0
VPP 2.0 Uygulaması enerji depolama olanağı olan enerji üreticilerinin sakladıkları enerjiyi istedikleri zaman satmalarını mümkün kılıyor. Aynı zamanda talep azalması durumunda enerji saklanabiliyor. Şu anki sistemde enerji şirketleri talebin artacağı zamanları önceden belirleyerek teşvikler sunabiliyorlar ancak tüketici bu teşvikler de rol alamıyor.
VPP 2.0 sayesinde bütün kullanıcıların sağladığı katkı ya da tüketim gerçek zamanlı takip edilebiliyor. Buna göre enerji depolama, üretimi yapılabiliyor.
POWR Token Nedir?
Power Ledger platformundaki giriş ve izinler POWR token ile kontrol ediliyor. Yukarıda bahsettiğimiz uygulamaları kullanan kullanıcıların belirli miktarlarda POWR tokene sahip olması gerekiyor. Böylece tüketiciler de POWR tokenleriyle enerji alışverişi yapabiliyorlar. Bütün işlemler merkezsiz bir ortamda aracılar olmadan gerçekleşiyor.
Diğer yandan POWER tokene sahip olanlar tokenlerini Sparkz tokenlerine çevirebiliyorlar.
Sparkz Token
Uygulamalara ev sahipliği yapmak adına POWR token sahibi olmak gerekiyor. Buna ek olarak uygulamasını kullanan kullanıcılar için uygulama sahipleri çeşitli teşviklerde bulunabiliyor.
Belirli bir havuzda tutulan Sparkz’lar alım-satım ve yeni uygulamaların yaratılmasında kullanılabiliyor. Bütün POWR tokenleri Ethereum akıllı tahvillerinde tutuluyor ve ödeme olarak Sparkz kabul ediliyor. Kullanıcılar POWR tokenlerini geri almak isterlerse yine Sparkz kullanarak akıllı sözleşmelerin kilidi açılıyor ve POWR tokenlerini geri alabiliyorlar.
Power Ledger Ekibi ve Ortakları
Power Ledger ekibi sanki bu iş için doğmuş gibi, bu alanda oldukça tecrübeliler. Şirket Dr. Jemma Green, Dr. Govert Van Ek, John Bulich ve David Martin tarafından kuruldu. Bütün kurucuların yenilebilir ve sürdürülebilir enerji ve blockchain teknolojisi hakkında tecrübeleri bulunuyor.
CEO Dr. Green, Power Ledger’ı başlangıçta belirlenen hedefe 2016’dan beri yönlendiriyor. Green daha önceden JPMorgan Chase’de 10 yıl süreyle çalıştı. Power Ledger CEO’su doktorasını elektrik pazarı dağılımı üzerine yaptı. Teknik yönetici olan John Bulich ise Avustralya’nın önde gelen blockchain isimlerinden biri.
Power Ledger dünyaya yayılmak amacıyla birçok ortaklık yapmak istiyor. Şu anda Avustralya ve Japonya’da enerji şirketleriyle anlaşmaları mevcut. Ayrıcı Power Ledger ABD, Tayland, İtalya ve Hindistan’da yeni ortaklıklar için girişimlerde bulunuyor.
