Giriş
Yatırım yapmakta yeni olsanız bile, sağlam yatırım yapmanın en temel ilkelerinden bazılarını zaten biliyor olabilirsiniz. Onları nasıl öğrendik? Borsa ile hiçbir ilgisi olmayan sıradan, gerçek hayat deneyimleriyle.
Örneğin, sokak satıcılarının genellikle şemsiye ve güneş gözlüğü gibi görünüşte alakasız ürünler sattığını fark ettiniz mi? Başlangıçta bu bizlere tuhaf görünebilir. Sonuçta, bir kişi her iki ürünü ne zaman aynı anda satın alır? Muhtemelen asla ve asıl mesele de tam olarak bu. Sokak satıcıları, yağmur yağdığında şemsiye satmanın daha kolay ancak güneş gözlüğü satmanın daha zor olduğunu bilirler. Ve hava güneşli olduğunda da bunun tam tersi doğrudur. Satıcı, her iki ürünü de satarak – başka bir deyişle, ürün yelpazesini çeşitlendirerek – herhangi bir günde para kaybetme riskini azaltabilir.
Bu mantıklıysa, varlık tahsisini ve çeşitlendirmeyi anlamaya harika bir başlangıç yaptık diyebiliriz.
Varlık Dağıtımı ve Çeşitlendirmesi Nedir?
“Varlık Dağıtımı” terimi genellikle sermayenin bir yatırım portföyü içinde nasıl dağıtılması gerektiğini belirleyen para yönetimi stratejisini tanımlamak için kullanılır. Tipik olarak bu, portföyün ne kadarının çeşitli varlık sınıflarına veya hisse senetleri, tahviller, emtia ve nakit gibi geniş yatırım türlerine dağıtılması gerektiğini belirlemeyi içerir.
Varlık tahsisinin amacı, yatırım portföyünün getirisini en üst düzeye çıkarmak için yatırımların karışımını farklı varlık sınıflarına optimize etmektir. Belirli varlık sınıflarının ekonomik koşullara, piyasa güçlerine, hükümet politikasına ve siyasi etkiye bağlı olarak daha iyi veya daha kötü performans gösterdiğini gösteren kanıtlar mevcuttur. Bir varlık tahsisi stratejisinin amacı, bu koşulları belirlemek ve kaynakları uygun şekilde tahsis etmektir.
Varlık dağıtımı ile yakından ilişkili bir kavram “çeşitlendirme” dir ve pratikte bu terimler genellikle birbirinin yerine kullanılır. Bununla birlikte, varlık tahsisi , esas olarak sermayenin farklı varlık sınıflarına dağıtılmasıyla ilgilidir. Örneğin, tipik bir varlık tahsisi stratejisi, portföyünüzün
%50’sinin hisse senetlerine,
%30’unun tahvillere,
%10’unun emtialara ve
%10’unun nakit olması gerektiğini dikte edebilir. Çeşitlendirme tipik olarak bu varlık sınıfları içinde sermaye tahsisi ile ilişkilidir. Örneğin, aynı portföyün hisse tahsisinde, yatırımlar
%50 büyük sermaye hisse senetlerine,
%20 orta ölçekli hisse senetlerine,
%10 küçük sermaye hisse senetlerine,
%10 uluslararası hisse senetlerine ve
%10 gelişmekte olan piyasa hisse senetlerine tahsis edilebilir. Çeşitlendirme kavramı, varlıkların münferit varlık sınıfları içinde dağılımını içerir. Mevcut risk, genel portföyün varlık sınıfları arasında dağıtılırken bu sayede çeşitlendirme, her bir varlık sınıfı içindeki riski azaltır.
Varlık Dağıtımı Neden Bu Kadar Önemlidir?
Bir portföy içinde farklı piyasa koşullarında yukarı ve aşağı hareket eden yatırım getirilerine sahip varlık kategorilerini dahil ederek, bir yatırımcı önemli kayıplara karşı koruma sağlayabilir. Tarihsel olarak, üç ana varlık kategorisinin getirileri aynı anda yukarı ve aşağı hareket etmemiştir. Bir varlık kategorisinin iyi performans göstermesine neden olan piyasa koşulları, genellikle başka bir varlık kategorisinin ortalama veya düşük getiri elde etmesine neden olur.
Birden fazla varlık kategorisine yatırım yaparak, para kaybetme riskini azaltırsınız ve portföyünüzün genel yatırım getirileri daha yumuşak bir ilerlemeye sahip olur. Bir varlık kategorisinin yatırım getirisi düşerse, o varlık kategorisindeki kayıplarınızı başka bir varlık kategorisinde daha iyi yatırım getirileriyle karşılayacak bir konumda olabilirsiniz.
Varlık Dağıtımının Tarihi
Varlık tahsisi stratejilerini bir risk yönetimi biçimi olarak kullanmak yeni bir kavram değildir. “Tüm yumurtalarınızı tek sepete koymama” fikri, çocukken öğrendiğimiz ve binlerce yıldır var olan bir şey. Yine de yatırım topluluğu içinde varlık tahsisi terimi yakın zamana kadar mevcut değildi. Modern finans piyasalarının ortaya çıkmasından önce bile insanlar, kişinin varlıklarının arazisi, bir işletmenin mülkiyeti ve rezervler (nakit) gibi farklı sınıflara bölünmesi gerektiğini anlamıştı. Hayatın bir gerçeği olarak varlık tahsisi kavramı, 20. yüzyılın ortalarına kadar nispeten değişmeden kaldı.
1952’de Harry Markowitz adlı Amerikalı bir ekonomist, Journal of Finance’de , yatırımları farklı getiri modelleriyle birleştirerek bir portföydeki oynaklığın azaltılmasını vurgulayan ilk matematiksel modeli geliştirdiği “Portföy Seçimi” başlıklı bir makale yazdı. Bu makale, “Modern Portföy Teorisi” olarak bilinen portföy yönetiminde bir standart haline gelecek olan şeyin temelini oluşturdu.
Modern Portföy Teorisi (MPT) Nedir?
Modern Portföy Teorisi (MPT), portföy yöneticilerinin yatırım portföylerini oluşturma şekli üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. MPT kavramı oldukça basittir. Ancak, yatırımcının finansal piyasalar hakkında birkaç varsayımda bulunmasını gerektirir. Bunlara ek olarak, korelasyonu ve riski hesaplamak için kullanılan matematiksel denklemler biraz karmaşık olabilir.
MPT’nin temel önermesi basittir: Farklı varlık sınıflarından yüksek korelasyonlu olmayan menkul kıymetleri bir araya getirerek portföyün oynaklığını azaltabilir ve riske uyarlanmış performansı artırabilir. Başka bir deyişle, ilişkilendirilmemiş varlıkları birleştirmek, en verimli portföyü – belirli bir risk miktarı için en yüksek getiriyi sağlayan portföyü – üretecektir.
Kripto Varlık Portföyünde Çeşitlendirme
Teoride bu yöntemlerin arkasındaki prensipler kripto varlık portföyleri için de geçerli olsa da bu konuda ihtiyatlı olmak gerekir. Kripto varlık piyasası Bitcoinin fiyat hareketleriyle yüksek oranda korelasyon gösterir. Bu da çeşitlendirme yapmayı anlamsız hale getirir – yüksek korelasyon gösteren varlıklar arasından korelasyon göstermeyen varlıklar seçkisi nasıl yapılabilir ki?
Kimi zaman bazı altcoinlerin Bitcoinle korelasyonu düşer ve dikkatli yatırımcılar bundan faydalanır. Fakat bu değişiklik geleneksel piyasalardaki benzer stratejiler gibi tutarlı şekilde uygulanabilecek kadar uzun sürmez.
Fakat piyasa olgunlaştığında bir kripto varlık portföyünde daha sistematik bir çeşitlendirme yaklaşımının kullanılabilir olacağı varsayılabilir. Piyasanın ise o zaman gelene kadar alması gereken uzun bir yol vardır.