DFINITY Nedir? Bilgisayar Dünyasına Yeni Bir Bakış Açısı

Blockchain dönüşümünün gün geçtikçe hızlandığı bu dönemde, birçok farklı proje karşımıza çıkıyor ve bizde CoinBilgi olarak sizlere bunları sunuyoruz


Blockchain dönüşümünün gün geçtikçe hızlandığı bu dönemde, birçok farklı proje karşımıza çıkıyor ve bizde CoinBilgi olarak sizlere bunları sunuyoruz. Fakat daha önceki rehberlere veya genel anlamda Blockchain projelerine aşina iseniz, projelerin belli başlı problemler veya sektörlere odaklandığını fark etmişsinizdir. Farklı bir bakış açısına sahip proje çok fazla karşımıza çıkmıyor. Fakat Dfinity, bu projelerden birisi değil. Blockchain teknolojisine oldukça güzel bir bakış açısıyla yaklaşan ekip, “bilgisayar” tanımını başka bir boyuta taşımaya çalışıyor. Bu rehberimizin konusu Dfinity. 

Dfinity, kendisini bir “İnternet Bilgisayarı” olarak tanımlıyor ve yeni nesil merkeziyetsiz internetin temelini oluşturacak Blockchain tabanlı bir bulut bilişim sunmayı hedefliyor.

Dfinity ekibinin vizyonu, halihazırda sahip olduklarımıza oldukça benzer fakat merkeziyetsiz. Bu, yeni nesil internetin, internete güç sağlayan sunuculara sahip oldukları için neredeyse tüm çevrimiçi trafiği kontrol eden Alphabet, Amazon, Microsoft ve Apple gibi büyük teknoloji şirketlerinin kontrolünü atlamasına izin verecek.

Acaba ağ tanımı yeni bir şekle bürüne bilir mi? Gelin Dfinity’yi inceleyelim.

Dfinity Hakkında

Dfinity, kapasiteyi sonsuza kadar artırma yeteneği ile web hızında çalışan ilk Blockchain tabanlı çözümü oluşturmak için çalışıyor. “İnternet Bilgisayarı” olarak adlandırılan bu cihaz (daha doğrusu ağ) herhangi bir miktarda veri depolarken sonsuz uygulamaları ve akıllı sözleşmeleri barındırabilecek (buradaki sonsuz tanımına değineceğiz).

Dfinity esasında yeni bir proje değil. İlk olarak 2015 yılında Dominic Williams tarafından tasarlandı ve o zamandan beri büyüyor. Dominic, Dfinity Vakfı’nın başkanı ve baş bilim adamı olmaya devam ediyor ve aynı zamanda Dfinity’nin İnternet Bilgisayar teknolojisinin benimsenmesi için en sesli sözcülüğünü üstleniyor.

Dfinity, Palo Alto, California’da kurulmuş ve hala orada bir araştırma merkezi sürdürürken, şu anda projeyi yürüten Dfinity Vakfı, İsviçre’nin Zug kentinde bulunuyor. Orada bulunan ikinci bir araştırma merkezi ve San Francisco, California’da bulunan üçüncü bir araştırma merkezi var. Proje şu anda endüstrinin en seçkin dağıtık bilgi işlem mühendisleri, kriptograflar ve operasyonel uzmanlardan oluşan 188’den fazla ekibine sahip. hepsi yeni nesil internet çözümünün yaratılması için çalışıyor.

Dfinity: İnterneti Geri Sarmak

1996’da ABD İletişim Ahlakı Yasası, çevrimiçi içeriğe aşırı kapsamlı düzenlemeler getirmeye çalışıyordu. Electronic Frontier Foundation gibi gruplar, kullanıcıların internet haklarını korumak için ortaya çıktı. Kullanıcıları tarafından kontrol edilen özgür ve açık bir internet vizyonuyla, hükümetin ve büyük işletmelerin internete müdahalesini durdurmaya çalıştı.

Şimdi otuz yıldan kısa bir süre sonra, bu ilk öncülerin vizyonunun en iyi ihtimalle naif olduğunu görebiliyoruz. Hükümet(ler) interneti tamamen düzenleyemedi, ancak bunun yerine özgür ve açık bir platform olması gereken şeyin kontrolünü ele geçirdiğini gördük. Bugün internet Alphabet ve Amazon, Facebook ve Twitter, Alibaba ve Tencent gibi şirketler tarafından yönetiliyor. Sadece trilyonlarca dolarlık serveti ve milyarlarca çevrimiçi cihazı kontrol eden bir avuç şirket söz konusu.

Dfinity, interneti, internete hakim olan teknoloji devlerinin kontrolünden geri almak istiyor. 

Dfinity’nin kurucusu ve baş bilim insanı Dominic Williams, “İnterneti, yaratıcılık ve ekonomik büyüme için bu açık ortamı, hizmetlerin eşit şartlarda bağlanabileceği bir serbest piyasayı sağladığı bir zamana geri götürüyoruz” diyor. “İnternetin büyüsünü geri vermek istiyoruz.

Dfinity’deki geliştiriciler bir İnternet Bilgisayarı oluşturmak için çalışıyorlar. Bu, uygulamaların doğrudan ağ üzerinde çalışmasına izin veren bağımsız veri merkezleriyle dünyaya yayılmış bir Blockchain ağı olacak. Bu, kontrolü birkaç mega şirketin eline vermek yerine kullanıcıların eline vererek kontrolü geri alacak. Dfinity şimdiden Motoko adında yeni bir programlama dili oluşturdu, geliştiriciler için bir dizi SDK yayınladı ve en son Mayıs 2021’de İnternet Bilgisayarı ana bilgisayarının Mercury Genesis lansmanı yayına girdi.

Dfinity, sadece nostaljik nedenlerle interneti geri sarmak istemiyor. İletişimimizin, teknoloji devlerinin ve onları destekleyen reklam şirketlerinin egemenliği tarafından çarpıtıldığını düşünüyor. Mesaj artık internetteki gerçek ve özgürlükle ilgili değil, bunun yerine yanlış bilgi, kontrol ve açgözlülükle ilgili. Ve en önemlisi birey için mahremiyetin kaybıyla ilgili.

Bu konuda, “Yazılım geliştirmeyi demokratikleştiriyoruz.” diyor, Dominic Williams. 

İnternette bu teknoloji devlerinin erişiminin ötesinde kalan birkaç yer var ve Dfinity bunu, kendine özgü teknoloji derebeylerinin kavrayışı dışında gelişebilecek bütün bir ekosistem oluşturmak için genişletmek istiyor.

Bu firmaların neden olduğu inovasyon sorununu da gözden kaçırmayalım. İnternetin çoğu alanında etkin bir tekele sahip olmaları, inovasyonun boğulduğu anlamına geliyor. İnternet özgür ve açık kaldığında tüm bu şirketlerin evrimleşmesi ve büyüme ve hakimiyetlerinden bu yana internette gerçekten yenilikçi çok az uygulamanın geliştirilmiş olması belki sizisinde dikkatinizi çekmiştir.

Modern İnternetin Ötesinde

Dfinity fikri, ilk olarak Ethereum tarafından tanıtılan bir Blockchain bilgisayarının vizyonundan ilham aldı. Ethereum ve diğer büyük ağlara bakarak Dfinity’deki kurucu ekip, yeni nesil açık internet hizmetleri ve yazılımlarını çalıştırabilen merkeziyetsiz bir Blockchaini ağı için bir teklif oluşturdu.

Madencilik, stake etme ya da yeni bir finansal enstrümanın dağıtımıyla ilgili herhangi bir tartışmayı şimdilik görmezden geldiler. Daha iyi bir Bitcoin veya daha iyi bir Ethereum oluşturmaya çalışmak yerine, kendi vizyonlarının en iyi versiyonunu oluşturmaya odaklandılar. Bunun oldukça inovatif bir düşünce olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Mevcut internet, IP veya internet protokolü üzerinde çalışıyor, ancak Dfinity, ICP veya İnternet Bilgisayar Protokolü olarak adlandırdıkları yeni bir standart sunuyor. Yeni ICP sistemi, geliştiricilerin yalnızca verileri internette değil, aynı zamanda gerçek yazılım platformlarında da taşımasına izin verecek. Yazılım ve uygulamaların çalışması için bir bilgisayara ihtiyacı vardır, ancak neden bu bilgisayarı tüm internet yapmıyouz?

Dfinity’nin vizyonu tam olarak bu. Dfinity vizyonu, Alphabet veya Microsoft’a ait özel bir sunucuda uygulamaları çalıştırmak yerine, ağdaki herhangi bir sunucuya serbestçe taşınabilen yazılımlar oluşturmak. Dfinity ile bu sunucular, dünyanın dört bir yanına dağılmış, bağımsız olarak sahip olunan veri merkezlerinde bulunur. Özünde bu, uygulamaların artık her yerde çalıştığı anlamına geliyor.

Pratikte bu, ne sahip olunan ne de kimsenin kontrolünde olmayan uygulamaların oluşturulabileceği ve yayınlanabileceği anlamına geliyor. Dfinity ağını çalıştıran bağımsız veri merkezleri, kodu sunucularında çalıştırmak için token tazmin edilecek, ancak hiçbir veriye erişimleri olmayacak, bu da onların reklamcılar gibi üçüncü taraflara veri toplamasını ve satmasını imkansız hale getirecek. 

Tabii ki olası olumsuzluklar da var. Tamamen ücretsiz ve açık bir internet, uygulama geliştiricilerini sorumlu tutmayı neredeyse imkansız hale getirecek. Barındırılan yasa dışı veya kötüye kullanım amaçlı içerik varsa, geliştiriciden başka kimsenin erişimi yoksa bunu nasıl engelleyip kaldırabiliriz ki?

Elbette modern uygulamalarda da benzer bir sorunumuz var. Fakat kontrol mekanizması maalesef merkezi sistemlerde şimdilik daha iyi çalışıyor.

Tek seçenek, merkeziyetsiz bir internetin, geliştiricilerin her şeyin nasıl düzenleneceğine karar verebilecekleri merkeziyetsiz yönetişime de yol açmasıdır. Aslında bu, kripto para dünyasında kullanılan yöntemdir ve bir dereceye kadar işe yarasa da, bir projenin farklı grupları arasında iç çatışmalara da yol açabilir. 

Mercury Genesis Lansmanı

7 Mayıs 2021’de Dfinity Vakfı, İnternet bilgisayar ana bilgisayarının uzun zamandır beklenen Mercury Genesis lansmanını gerçekleştirdi ve başlatma sırasında Ağ Sinir Sisteminin yanlış bir güvenlik tetikleyicisiyle karşılaşması da dahil olmak üzere bazı sorunlar ortaya çıktı. Yinede bu sorunlara rağmen bir saniyelik kesinti dahi olmadan lansman kapandı. Bu sorun hızlı bir şekilde çözüldü ve bir aydan kısa bir süre sonra, Ağ Sinir Sistemi işleme teklifleri ile ağ yeniden gelişmeye devam etti. Kendini gerçek zamanlı olarak yapılandırdı ve kapasiteyi artırmak için daha fazla alt Blockchain ağı ekledi. 

Dfinity Vakfı, gökyüzünün sınır olduğunu ve akıllı sözleşmelerin interneti ve hatta tüm dünyayı ele geçireceğini iddia ediyor.

Önümüzdeki yıllarda tüm kurumsal, internet ve finansal sistemler, İnternet Bilgisayarı Blockchain ağının bu yeni çözümünü kullanarak yeniden inşa edilecek ve bu akıllı sözleşmelerin web hızında çalışmasına olanak tanırken kullanıcılara uçtan uca güvenlik sağlayacak. Ek olarak İnternet Bilgisayarının sınırsız kapasiteye ölçeklenebileceğini, uyarlanabilir, verimli, düşük maliyetli ve çevre dostu olduğunu da unutmayalım.

Dfinity Tokenomik

Dfinity token’ları bazen “dfinities” olarak anılır. Daha önce DFN olarak kullanılırdı, ancak yakın zamanda bu, gerçek token’ların nihayet 7 Mayıs 2021’de Mercury Genesis lansmanının bir parçası olarak yayınlanmasıyla ICP olarak değiştirildi.

Token’ın birkaç kullanım durumu vardır ve birincil hizmetlerinden biri veri merkezleri ve sunucular için ödeme aracıdır. Bir uygulamanın çalıştırılması için ICP protokolünü kullanmak için token olarak bir gas ücreti ödemeye yarar.

Bu ücret daha sonra uygulamayı çalıştıran veri merkezi sunucularına aktarılır. Herhangi bir işlem için gas miktarı, yürütülen talimatlar, işlenen ve saklanan veri miktarı ile belirlenir. Bu yöntem, bulut bilişim için mevcut fiyatlandırma ile tamamen aynıdır.

Ağ Sinir Sistemi (NNS)

Ağ Sinir Sistemi veya NNS, İnternet Bilgisayarını yöneten özerk yazılımdır. Ağ yapısından ağın ekonomisine kadar tüm sistemi yönetir. Bu ağ tarafından barındırılır ve İnternet Bilgisayarı blockchain’i oluşturmak için kullanılan protokollerin ayrılmaz bir parçasıdır.

Dfinity ağının Node makinelerini bir araya getirerek hem otonom hem de uyarlanabilir olmasını sağlar. NNS, tüm ICP işlemlerini doğrulayabilecek bir genel anahtara sahiptir ve “ana” Blockchain olarak hareket eder.

Yönetişim açısından, NNS herhangi bir teklifi oylamaya sunmak için oradadır. Diğer şeylerin yanı sıra yeni Node’lar eklemek veya ağı genişletmek gibi faaliyetler için oylama yapılır. Oylar, oy haklarını etkinleştirmek için token’larını kilitlemeye karar vermiş olan IPC token sahipleri tarafından verilir.

Ayrıca NNS, bağımsız veri merkezlerinden gelen Node’ları birleştirerek alt ağlar oluşturmaktan da sorumludur. Bu alt ağlar daha sonra kutuları(Defter) barındırmak için kullanılır. NNS, ağın kapasitesini sürekli olarak izleyecek ve gerektiğinde Node’lar ve alt ağlar ekleyecektir. Bu davranış, İnternet Bilgisayarının sonsuz şekilde ölçeklenmesini sağlar.

Dfinity’de Alt Ağ nedir?

Bir alt ağ, tüm ağın kapasitesini artırmak için diğer Blockchain ağları ile entegre olabilen İnternet Bilgisayarı içindeki benzersiz bir Blockchain yapılandırmasıdır. NNS Node’ları birleştirdiğinde alt ağlar oluşturulur ve alt ağlar, gelişmiş bir akıllı sözleşme türü olan kutuları tutmak için kullanılır.

Neuron (Nöron) Nedir?

Nöronlar, ağ tekliflerinde oylama için oylama gücü oluşturmak amacıyla ICP token’larını sal olarak kilitlemek için kullanılır. Nöronlar, görevleri otomatikleştirmek için birbirlerini takip edecek şekilde de yapılabilir. Örneğin, başka bir nöronun oylamasını takip etmek için bir nöron oluşturulabilir ve bu şekilde bir sıvı demokrasi biçimini gerçekleştirilebilir.

Döngüler nedir?

Döngüler, İnternet Bilgisayarındaki hesaplama kaynaklarıdır. Genel olarak tüm kutular, bant genişliği ihtiyaçları ve CPU döngüleri için kalıcı bellek verilerini desteklemek için döngüleri tüketecektir. Kutuların kendileri, uygulamaları tarafından kullanılan kaynakların bir muhasebesini tutar ve bu, döngü birimleri olarak ifade edilir.

Döngüler, uygulamaları çalıştırmak ve sunucuların kendileri, enerji gereksinimleri, depolama donanımı, bant genişliği ve diğerleri gibi kullanılan fiziksel kaynaklar için gerçek maliyetleri yansıtır. En temel terimlerle bir döngü, bir WebAssembly komutunu yürütmenin maliyetidir. Programların yürütme için tam maliyeti ödemesi gerekirken, döngü başına maliyet vererek programlar daha uygun maliyetli olarak oluşturulabilir.

Motoko Nedir?

Dfinity, maliyetleri kontrol altında tutmak için İnternet Bilgisayarında çalıştırılan kodun performansını ve verimliliğini artıracak bir yola ihtiyaçları olduğunu gördü. Bunu başarmak için WebAssembly dilinin yaratıcısı Andreas Rossberg ile anlaştılar ve daha sonra İnternet Bilgisayarında kullanılmak üzere Motoko dilini yarattılar.

İnternet Bilgisayarının mimarisiyle birleştirildiğinde, Motoko dili, Dfinity platformunda kullanılmak üzere yazılım geliştirmede büyük miktarda kaynak tasarrufu yapma potansiyeline sahiptir. Yazılım geliştirmenin en pahalı bileşeni, gereken yetenek ve becerilerdir.

Şu anda uygulamaların geliştirilmesi son derece karmaşık ve dolayısıyla pahalıdır. Örnek olarak, TikTok kabaca 15 milyon satır kod içerir ve yine de performans sorunları yaşar. Bir karşılaştırma olarak, Dfinity, yaklaşık 1.000 satır kod içeren CanCan adlı bir TikTok benzeri yaratabilmektedir (%0,0066’sı).

ICP Hakkında

ICP’den yukarıda biraz bahsettik aslında. ICP yardımcı program token’ı (bahsettiğimiz üzere önceden “DFN” olarak biliniyordu) yönetişimin Dfinity topluluğuna aktarılmasının birincil yoludur. İnternet Bilgisayarındaki hizmetlere ve uygulamalara güç sağlamak için kullanılan döngülerle de çözülebilir ve döngülere dönüştürülebilir. Ayrıca, kullanıcıları daha sonra alt ağların parçası haline gelen Node’lar oluşturmaya teşvik etmek için de kullanılır.

Dfinity vakfı, ilki 2017’nin başlarında gerçekleşen ve BTC ve ETH’de yaklaşık 4 milyon dolar toplayan birkaç bağış toplama turu gerçekleştirdi. Vakıf, bu fonların o zamandan beri önemli ölçüde değer kazandığını gördüğü için şanslı diyebiliriz.

Bir yıl sonra Polychain Capital ve Andreessen Horowitz’den özel bir fon toplamada 61 milyon dolar topladılar ve birkaç ay sonra 2018’in ortalarında bir dizi VC yatırımcısından 102 milyon dolarlık başka bir özel satış oldu. Bu özel satış, token başına 0.0362 dolardan başladı.

Bu erken yatırımcılar muhtemelen erken yatırımlarından çok memnunlar çünkü ICP token’ları 11 Mayıs 2021 itibariyle 580 dolar seviyesinde ATH yaptı ve onlara yaklaşık %1.656.150 yatırım getirisi sağladı. Ve bu, Mercury Genesis aşamasının başlatılmasından sadece üç gün sonra vurulan tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 737.20 doların oldukça altında.

Dfinity’nin Arkasındaki Ekip

 

Dfinity, İsviçre’nin Zug şehrinde bulunan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Dfinity Foundation tarafından denetlenmektedir. Başkanı ve Baş Bilim Adamı aynı zamanda Dfinity’nin yaratıcısı ve kurucusu Dominic Williams.

Bilgisayar Bilimi bölümünden, Londra’da Kings College’de mezun olduktan sonra 1995 yılında teknoloji kariyerine başladı. Yıllar içinde bir dizi yenilikçi yazılım ürünü geliştirdi ve bir dizi başarılı şirket kurarak bir seri girişimci oldu.

Dfinity’nin Araştırma ve Geliştirme kolunda ise Ben Lynn, Timo Hanke ve Andreas Rossberg var.

Bir zamanlar Dan Boneh altında Stanford Doktorası olan Ben, Google’da 10 yıl üst düzey mühendislik görevlerinde bulunduktan sonra Dfinity ekibine katıldı.

Timo, bir zamanlar Almanya’daki Aachen Üniversitesi’nde Matematik ve Kriptografi Profesörüydü, ancak Bitcoin’e girdi. 2013 yılında, Bitcoin madencilik çiplerindeki kapı sayısını azaltmak ve o zamandan beri büyük ölçekli madencilik operasyonlarında bir standart haline gelen Bitcoin madenciliğinin verimliliğini %20-30 oranında artırmak için AsicBoost’u yarattı.

Andreas daha önce Google’da bir Personel Mühendisiydi, burada WebAssembly sanal makinesini birlikte tasarladı, şimdi dil spesifikasyonunun baş editörü olarak devam ediyor. Andreas daha önce Max Planck Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırmacıydı.

Buna ek olarak, üç araştırma merkezinde (California’daki Palo Alta ve San Francisco ve Zug, İsviçre) 188’den fazla çalışkan ve parlak bilim insanı, iş lideri ve programcı bulunmaktadır ve bunların tümü İnternet Bilgisayarını gerçeğe dönüştürmeye kendini adamış durumda.

Son Sözler

İnternet ağları, çıktığı ilk günden beri insanları kendisine çekiyor, gelişiyor ve inanılmaz bir biçimde büyüyor. Fakat bu büyüme maalesef bazı kısıtlamaları da beraberinde getiriyor. Kişisel bilgilerin gizliliğinden tutun, yüksek depolama ücretlerine, her yerden çıkan reklamlardan, hack saldırılarına kadar birçok alanda can sıkıcı bir hâl alabiliyor. Bu noktada özellikle Blockchain dönüşümü ile merkeziyetsiz ve özgür bir platformun oluşması oldukça umut ve mutluluk verici. 

Blockchain dönüşümünde gördüğümüz çözümler oldukça etkileyici oldukları gibi, gelişimimizin üstsel bir biçimde artmasını sağlayabilir. 

Dfinity şahsen oldukça önemli ve gelecek vaadeden bir proje. Bunu ICP’ye olan ilgiden de anlayabiliyoruz. Sunduğu çözüm ve getirdiği yenilikler, internetin bambaşka bir tanıma ulaşmasına yarayacağı gibi, eski özgürlük ve kullanışlılığı da getirecektir. Projenin gelecekte nasıl bir yol izleyeceğini ya da başarılı olup olmayacağını bilemeyiz. Fakat fikren oldukça büyük bir şey başardılar bile. Blockchain teknolojisi, yepyeni bilgisayar ve internet deneyimi yaratabilir. Ve bu muhtemelen çok uzak bir zamana ait bir deneyim değil.