İsmail Hakkı Polat Kimdir?

Akademisyen İsmail Hakkı Polat, Eskişehir’de doğup büyüdü

İsmail Hakkı Polat Kimdir?

Akademisyen İsmail Hakkı Polat, Eskişehir’de doğup büyüdü. Eskişehir Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra 1989 yılında ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Bu yazımızda İsmail H. Polat’ın ilk yılları, mühendislik yılları, akademi yılları ve kripto para sektörüne bakışını ele aldık. İyi okumalar!

İlk Yılları

Esasında lise yıllarında mimar olmak istediğini belirten Polat,  o yıllarda meslek seçimi konusunda bugünkü kadar bilinçli olmadığını söyleyerek; tam anlamıyla istediği bölümü okumadığını belirtiyor. Bu sebeple üniversite sınavında kendi deyimiyle ‘puanı biraz fazla kaçıran’ İsmail H. Polat, elektrik-elektronik mühendisliğine girmek durumunda kalıyor. Bölümü çok severek okumadığını belirten Polat, meslek hayatına başlayınca orada aldığı eğitimin değerini fark etmeye başladığını da sözlerinde belirtiyor. Bu durumu kendisi şöyle ifade ediyor:

“Mühendisliğin analitik, planlayıcı ve uygulayıcı yönlerinin; sadece profesyonel kariyerime değil aynı zamanda hayatımın diğer alanlarına da büyük katkısı oldu.”

 

Mühendislik Yılları

İsmail Polat, mesleki kariyerinin ilk yıllarında bir mühendis olarak deyim yerindeyse ‘işin mutfağında’ uzun yıllar çalıştı. İlk işyeri olan ve askerlik görevini de yaptığı Eskişehir Hava İkmal Bakım Merkezi’nde savaş uçakları elektroniği üzerine araştırma-geliştirme ve operasyonel görevlerde bulundu. Orada hem mesleki birikimini arttırdı hem de kamu kurumlarının işleyişine (devlet adabı) ilişkin önemli gözlem ve deneyimleri oldu, ki bunlar sonraki yıllarda özel sektörde görev yaparken kamu kurumlarıyla iş yaptığı projelerde çok işine yaradı.

Askerlik görevi sonrası İstanbul’da önce Siemens, sonrasında kısa bir süre Nortel-Türkiye ve hemen ardından Ericsson’da çeşitli kademelerde görev aldı. Bu kurumlarda da mesleki bilginin yanısıra çok uluslu kurumların organizasyon ve iş yapma kültürünü de öğrendi. O dönemlerde yer aldığı çeşitli yurtdışı görev ve projeler de, dünyaya bakışının değişmesinde önemli rol oynadı ve gerek iş odağı olan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün gelişimi, gerekse de dünyanın doksanlı yıllardaki küreselleşme sürecini daha iyi anlayabilmesinde faydalı oldu.

Ericsson’da çalışırken Turkcell şebekesinin ilk kurulduğu yıllardı. Polat’ın görev alanı ise mobil internet şebekelerinin kuruluşu idi. İşe önce veri şebekesi altyapısından başladı. Ancak insanların cep telefonları üzerinden veriyi nasıl etkin kullanacaklarına ilişkin bir farkındalıkları olmadığını gördü. Ve bu farkındalık için ilk aşamada bu şebeke altyapısının üzerine mesaj, konum, öneri gibi platformlar; hemen sonrasında bunların da üzerine haber, müzik, oyun, sohbet gibi uygulama ile içerikler gerektiğini anladı.

 

 

Konuya sadece bir telekom şebeke mühendisliği olarak değil, ötesinde bir platform-uygulama geliştirici ve bir içerik sağlayıcı ve hatta bir tüketici olarak daha çok disiplinli bir bakış çerçevesinde çalışmamız gerektiğini idrak etti. Bu idrak onun için çok değerli bir aydınlanma oldu ve o günden beri her olaya çok taraflı bir gözle bakabilmeyi şiar edinmeye çalıştı.

O süreçte önce Ericsson, sonra da Turkcell’de çalıştığımız dönemde bilgi-iletişim teknolojileri ile medya sektörleri arasındaki yakınsama ve bunun dünyada yaratacağı radikal heyecanlı dönüşüm süreci de, bu çok disiplinli bakış açısını pekiştirerek; yavaş yavaş bir kurum içinde sıkışmış bir çalışan/yönetici pozisyonundan daha özgür, serbest çalışan ve kendi işini kendi seçebilen bir araştırmacı konumuna sürüklendi. Bu dönemde profesyonel çalışma hayatını bırakıp, kısa bir süre Bilkent Üniversitesi’nde devam etti ancak sonrasında artık kendisinin yuvası olarak gördüğü Kadir Has Üniversitesi’nde olaylara disiplinlerarası yaklaşabilen yolculuğu başladı. Burada dünyanın çeşitli alanlardaki dönüşümünü araştırıp, bunu öğrenciler için ders ve projeye uyarlayan ve öğreten bir eğitimci olarak ilerledi.

Akademi Yılları

Bu dönüşümcü anlayışı, 2004 yılından bugüne kadar tüm Kadir Has Üniversitesi yönetici ve akademisyenleriyle birlikte anlamaya ve ortaya yeni çıkacak meslek ve beceri alanlarını da öğrencilere benimsetmeye gayret etmektedir. Bu bağlamda, 2004 yılından başlayarak önce medyadaki dönüşümü araştırıp öğretmeye başladığı süreçte 2009 yılında Türkiye’nin ilk Yeni Medya Bölümü’nü kurdu. Daha sonra ise, bu dönüşümün sadece medyaya değil; tüm üretim, hizmet ve hatta sosyal alanlara yayılmasını öngörerek Dijital Dönüşüm kavramına odaklandı. Bu doğrultuda 2015 yılında kurdukları Dijital Dönüşüm Derneği’nin kurucu başkanlığını yürüterek kurum ve kuruluşların etkin ve ihtiyaçlarına yönelik dijital dönüşüm yapabilmeleri için eğitim, seminerler vermeye ve çeşitli yürüyen projelerde mentorluk yaptı ve halen yapmaya devam etmektedir.

2013 yılından itibaren ise tüm bu dönüşümlerin finalinin para ve finans sektöründe olacağı öngörüsüyle önce Bitcoin ve kriptoparalar, daha sonra da blokzincir ve merkezsiz iş çözümleri üzerine odaklanmaya başladı. Bu konulara ilişkin 2 yıl önce açtığı derste öğrencilere geleceğin para-finans dünyasına ilişkin bir bakış ve ilham vermeye çalışıyor.

Kripto Para Sektörüne Bakışı

Polat, Bitcoin-Blokzincir ile başlayan kriptopara sektörünün mevut ekonomi ve finans işleyişini radikal biçimde dönüştüreceğini öngörüyor. Bu dönüşümün başladığını ancak burada takip edilmesi gereken dinamiklerin Bitcoin veya kriptoparaların fiyatlarındaki iniş-çıkışların değil, kriptopara ekosisteminde gelişen projelerin küresel para ve finans sektörlerini etkileme biçimi ve seviyesi olduğuna inanıyor. Bu nedenle bu alanda kariyer fırsatları arayanların, kriptoparaların günlük hayatta nasıl kullanım potansiyelleri olabileceğine ve bunun mevcut işleyişlerle karşılaştırmasını yapması gerektiğini söylüyor.

Ayrıca devletlerin ve büyük şirketlerin kriptopara ve/veya blokzincir temelli çözümleri nasıl ele aldıkları ve nasıl hayata geçireceklerini de yakından izleyerek, buna yönelik kendi proje ve iş önerilerini ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşmanın bile ilginç bir kariyer kapısı açabileceğini ekliyor. Kriptopara ve merkezsiz iş çözümleri alanında fırsatın çok ve bu alana yönelik bilgi ve becerinin oldukça az olduğunu belirten Polat; geliştirilecek her çözümün yeni bir iş kapısını açabileceği bir fırsat döneminde olduğunu belirtiyor.