DataLight’ın yakın tarihli bir araştırmasına göre, tüm Bitcoin node’larının yüzde 50’si yalnızca üç ülke arasında paylaştırılmış durumda.
26 Şubat 2019’da yayınlanan araştırma raporu ayrıca node’ların neredeyse yüzde 75’inin ise sadece 10 ülkede bulunduğunu ortaya koyuyor. Teknik olarak, bu merkezsizleşme biçimi pratikte jeopolitik kontrolün dışında çalışan bir teknolojiyi etkilememeli.
Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya, sırasıyla 2625 ve 2016 node’unu oldukça adil bir oranda paylaşıyor. Listenin geriye kalan kısmında Fransa, 697 node ile uzak ara üçüncü, Hollanda ve Çin ise sırasıyla 527 ve 411 node ile dördüncü ve beşinci sırada yer alıyor.
Aslında kripto paraların mantalitesi merkezsizliği savunur ve bu nedenle ağın kontrolü tek bir kişinin ya da zümrenin kontrolünde olamaz. Ancak Bitcoin ağının merkezsizliği son yıllarda Çinli şirketlerin Bitcoin madencilik ağının kontrolünü ele geçirmesiyle tartışmaya açıldı.
Princeton ve Florida Uluslararası Üniversiteleri tarafından yayımlanan yeni bir makaleye göre, Çin’in, Bitcoin ağının istikrarını tehdit etmek için oldukça yeterli nedeni olduğu görülüyor.
Rapor, altı madencilik havuzunun BTC madencilik havuzlarının yüzde 80’ini kontrol altında tuttuğunu ve beşinin doğrudan Çinli kripto para madencilik şirketleri tarafından kontrol edildiğini ortaya koydu. Madencilik havuzlarının bir araya gelmesi durumunda, ağa “yüzde 51” saldırı yapacak kadar hash gücünü kontrol edebileceklerini ortada. Böyle bir saldırı durumunda, saldırgan tüm Bitcoin Blockchain’ini kontrol altına alabilecek ve manipüle edebilecek.
Bitcoin node’ları bakımından sıralamada ilk 10’un son beş basamağındaki ülkeler ise sırasıyla şöyle: Kanada, İngiltere, Singapur, Rusya ve Japonya. Blockchain sektöründeki büyük popülaritesine rağmen, İsviçre yalnızca 159 node ile 13. sırada yer alıyor.
