Erkan Öz Kimdir?

Ekonomi gazetecisi Erkan Öz, İstanbul’da doğdu

Erkan Öz Kimdir

Ekonomi gazetecisi Erkan Öz, İstanbul’da doğdu. Kadıköy Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimini bitiren Öz, ayrıca Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde de yüksek lisans yaptı. Erkan Öz’ün hayatına dair ayrıntıları, ilk kariyer yıllarını ve kariyerindeki dönüm noktalarını aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz. İyi okumalar!

Kariyerindeki İlk Yılları

Öz, mezuniyetinin ardından kariyerindeki ilk yıllarında bir bankanın call center bölümünde çalıştı. Sektöre geçiş serüvenini ise şöyle anlatıyor:

“Askerden döndükten sonra üç ay iş bulamadım. Ailem bankacı olmamı istiyordu. Sonunda bir bankada kredi kartları departmanında iş buldum. Üç ay deneme süresi boyunca call center da çalıştım. Modern çalışma ve stresin zirve noktasını orada gördüm.”

İHA Zamanları

Bankacılık sektöründe aradığını bulamayınca, asıl hayali olan gazetecilik sektörüne adım attı bu doğrultuda Türkiye’nin en büyük özel haber ajanslarından İHA’da tercüman-muhabir olarak kariyeri başladı. O dönemi kendisinin ağzından dinleyelim:

“Çay molasında çıkacağınız zaman bilgisayarınızda saat geri saymaya başlıyordu. Geri sayım bittiğinde yani 5 dakika içerisinde geri dönmezseniz kovulabiliyordunuz. Çağrı geldiğinde iki defa çaldıktan sonra açmazsınız yine kovuluyordunuz. Üç ay gibi çok kısa bir sürede çok şey öğrendim. Sürecin sonunda başarılı bulundum. Kadro teklif edildi. Ancak benim hayalim gazetecilikti. Bankanın teklifini reddettim ve oradaki maaşımın yarısına İHA’da tercüman-muhabir olarak işe başladım.

Yabancı dil bildiğim için beni uluslararası haber bölümünde görevlendirirler sanıyordum. Oysa sadece üç ay bankada çalıştığım için beni ekonomi departmanında verdiler. Başlangıçta garip bulduğum bu karara bugün şükrediyorum.”

İHA’da üç yıl içinde ajansın Ekonomi Müdürlüğü görevine getirilen Erkan Öz, kariyerinin diğer dönüm noktasını dünyanın en büyük yazılı ekonomi haberleri ajansı Dow Jones Newswires’da çalışmaya başlamak olarak nitelendiriyor. Dow Jones ile ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

“Amerika’daki meşhur Dow Jones borsa endeksine de ismini veren bu kuruluş, sadece detaylı yazılı ekonomi haberleri yapar. Fotoğraf bile kullanmaz.”

Dow Jones & Wall Street Journal Kariyeri

Erkan Öz Dow Jones’a geçtiğinde, İstanbul operasyonunu kuran isim oldu. O zamanları şöyle anlatıyor:

“Türkiye’den ekonomi haberlerini İngilizce olarak her gün Londra’daki Avrupa haber merkezine geçiyorduk. Büroda görev alan diğer muhabir arkadaşları da yine sıfırdan tamamen kendim yetiştirdim. Dow Jones’ta çalışırken uluslararası standartlarda İngilizce ekonomi haberciliğini tüm yönleriyle öğrenme fırsatım oldu. Londra’ya da ziyaretler gerçekleştirdim. Bizim yaptığımız İngilizce haberler Dow Jones’a abone olan Avrupa ve ABD merkezli medya organlarında yayınlanıyordu.

Yönettiğim operasyon çok başarılı olunca grubun gazetesi the Wall Street Journal da İstanbul’a büro açmaya karar verdi. Bana da gazeteye geçmemi teklif ettiler. Ben de kabul ettim. Böylece the Wall Street Journal ve Dow Jones’u aynı çatı altında toplayan yeni bir operasyon kurduk. Bu sefer yabancı gazeteciler de ekibe katıldı. Artık sadece Londra’ya değil New York’taki ABD haber merkezine de doğrudan haber geçmeye başladık. Haberlerimiz Wall Street Journal’ın Avrupa ve ABD baskılarında her gün çıkmaya başladı.

Ancak yabancı gazetecilerle görüşlerimiz her zaman uyuşmadı. Özellikle Türkiye’nin ulusal meseleleri hakkında aramızda görüş ayrılıkları vardı.”

Kısa bir süre sonra dünyanın en büyük televizyonlarından Al Jazeera’nin Türkiye’de kanal kuracağı duyulunca, Erkan Öz’e de teklif yapıldı. O zamanlar birkaç sene sonra televizyonlara geçmeyi düşündüğünü belirten Öz, yine de teklifi kabul etti.

Yıllarca call center’da çalışırken olduğu gibi, çok yoğun bir tempoda ve saniyelerle yarışarak habercilik yaptı. O dönemki rakiplerinin Bloomberg ve Reuters olduğunu ifade eden Öz, dünyanın en hızlı ekonomi haberleri kuruluşlarından daha hızlı haber geçmek zorunda idi ve çoğu zaman da bunu başardı.

Al Jazeera Türk ve Belgeseller

Al Jazeera Türk’te ise haber değil, program departmanında göreve başladı. İlk aşamada daha çok belgesel üzerine çalışıyordu. Televizyon yeni kurulacağı için kendi belgesellerini yapmak yerine, yurt dışından yapılmış belgeselleri alıp Türkçeleştirmeye başlamıştı.

Televizyonun açılışı idari ve siyasi bazı nedenlerle ertelenince, yıllar sonra geniş ve derin araştırmalar için vakit bulabildi.

Bu sırada 2008 Krizi üzerine yapılmış belgesellere odaklandı. Orada küresel para ve finans sistemi hakkında edindiğim bilgilerin kendisini oldukça şaşırttığını ifade eden Öz, böylece araştırmalarını derinleştirdi ve yaklaşık bir buçuk yıl süren yoğun çalışma ile 2013’te ilk kitabı olan ‘2020 Büyük Kriz Müthiş Fırsat Yeni Ekonomi’yi yazdı.

Al Jazeera’de Dow Jones-Wall Street Journal’dan farklı olarak çok daha çeşitli görüşler de yerli ve uluslararası çalışan olduğunu belirten Öz, o günleri şöyle aktarıyor:

“Al Jazeera’deki kimileri ile görüşlerimiz uyuşurken, kimileri ile uyuşmadı. Televizyon dört yıl boyunca açılmasa da ben adeta ikinci bir üniversite okumuş gibi oldum. Uluslararası televizyonculuk ve belgeselciliği öğrendim. Al Jazeera’nin Katar merkezini de ziyaret etme fırsatı buldum.”

Al Jazeera macerası bitince bir daha kurumsal bir çatı altında çalışmak istemedi. 2014 yılında ‘Büyük Finansal Tufan’ ismi ile ikinci kitabını da yayınlamıştı. Bu kitapta küresel finans sistemini temelden eleştiriyordu. Bu görüşleri Türkiye’de veya dünyada büyük haber mecralarında dile getirmek zordu. Halihazırda yeterince deneyim kazanmış olan Öz; o dönemki duygularını şöyle dile getiriyor:

“Editoryal kontrol, bürokrasi, mesai saatleri ve trafikten yılmıştım.”

YouTube Serüveni

Böylece kendi yapım firmasını kurdu. O dönemde TRT’nin İngilizce kanalı yeni açılıyordu. Çocukluk arkadaşları ile ortaklık kurarak; birlikte TRT’nin İngilizce kanalına, dünyayı etkileyecek yüksek teknolojiler hakkında bir belgesel dizisi üretti. ‘SciTech Voyager’ isimli İngilizce belgesel serisini İngiltere, Almanya, Amerika, İtalya, Japonya gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde çekti. İki buçuk yıl süren bu çalışma esnasında kuantum bilgisayarlardan, yapay zekaya; nükleer fizyon reaktörlerinden insansı robotlara kadar bir çok konuyu yerinde uzmanları ile konuşarak belgesel haline getirdi.

Bu arada dünya ekonomisi hakkındaki araştırmalarımı kesintisiz sürdürdü. 2019 yılı başında bu defa YouTube’da ‘Gerçek Ekonomi’ adıyla bir program yapmaya başladı. Çok ilgi çeken türünün ilk örneği olan bu programı, bugün devam eden ‘Paranın Sırrı’ ve ‘Dünyanın Haberi’ serileri izledi.

Halen YouTube programları ve çeşitli mecralarda yazdığı yazıları ile Türkiye’den ve dünyadan izleyicileri ile bilgi ekonomisi ve yaklaşan büyük parasal dönüşümler hakkında bilgilendirmeyi amaçladığını belirtiyor.